26 Temmuz 2015 Pazar

Evrenin En Büyük Su Kütlesinin Keşfi

Geçmişten günümüze kadar gelinen süreç içerisinde, bilim sürekli olarak ilerleme göstermektedir. Şüphesiz ki; bunda en büyük neden, gelişen teknoloji sayesinde bilimsel araştırmaların çok daha kolay yürütülmesidir.
Geçmişe bakıldığında ise, uzay bilimi en çok gelişme gösteren bilim türleri arasında yer edinmektedir. Teknoloji sayesinde oldukça büyük mercekli teleskoplar ve uzay istasyonları sayesinde bilinen evren hakkında bilimsel araştırmalar yürütülmekte ve her geçen gün de bu araştırmalar meyvesini vermektedir. Bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden birisi ise, bilim adamlarınca tespit edilmiş olan bilinen evrende rastlanılmış en büyük su kütlesidir. Üzerinde yaşamakta olduğumuz dünya açısında bakıldığında, dünyanın en önemli su kaynakları okyanuslardır.
Dünya yüzeyinin %80’’i sularla kaplıdır. Bu oranın da % 97 kadarı okyanus ve deniz sularından oluşur. Bakıldığında, okyanuslar dünyayı saran en büyük su kütleleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilinen evrende keşfedilen bu su kütlesi ise, dünyadaki okyanusların içeriğindeki su kütlesinin tam tamının 140 trilyon katı büyüklüğündedir. Bu oran, bu su kütlesinin ne denli devasa büyüklükte olduğunu göstermektedir. Bulunan su kütlesi, sıvı halde değil buhar halindedir ve de buhar halinde kendini gösteren su kütlesi, kuasar adı verilen gök cismini sarmaktadır. Kuasar, bilinen evrenin en uzak köşelerinde bulunmaktadır. Yıldızlardan çok daha büyük bir gök cismidir. Kuasarların ortasında, etrafındaki maddeleri yutan kara delik bulunur. Yine bu cisimleri etrafında çok büyük ışık yaymaktadır. Bilinen evrende keşfedilen devasa su kütlesi de, kuasar adı verilen gök cisminin çevresini sarmaktadır. Uzay bilimiyle ilgilenen bilim adamları, buhar halindeki bu su kütlesine kuasarın çevresinde bulunan özgün bir yapının ortaya çıkardığını öne sürmektedir.
4904_evrenin_en_buyuk_su_kutlesi_bulundu_1311453108Su 2 Hidrojen ve de 1 Oksijen atomlarından oluşan bir maddedir ve özellikle Dünya gezegeninde yaşamın var olabilmesi için oldukça önemlidir. Bilim adamlarınca yapılan bu keşif, suyla ilgili bir gerçeği de ortaya çıkarmıştır. Dünya için yaşam demek olan su, bilinen evrende oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktadır.
Bilinen evrenin en büyük su kütlesinin, yapılan hesaplamalar sonucunda dünyaya tam tamına 12 milyar ışık yılı uzakta olduğu anlaşılmıştır. Dünyaya 12 milyar ışık yılı uzakta yer alan bu su kütlesinin, dünya okyanuslarının su toplamının 140 trilyon katı büyüklüğe sahip olması, bilim adamlarınca uzay bilimi tarihinde yapılan en büyük uzay keşiflerinden birisi olarak gösterilmektedir. Bu su kütlesi, etrafını sardığı kuasarla da oldukça bağlantılıdır. Kuasarın ortasında bulunan kara delik, etrafında ne varsa emmektedir. Bu kara delik, aynı zamanda devasa boyutlardadır. Kuasarın ortasındaki devasa kara delik, sahip olduğu enerji bakımından da oldukça önemlidir. Öyle ki, yapılan hesaplamalara göre bu kara delik Dünya için yaşam kaynağı olan Güneş’ten 20 milyar kat daha fazla yoğunluğa sahiptir. Bu kara deliğin enerjisi ise, hayret verici düzeydedir. Çünkü bu kara deliğin enerjisi Güneş’in enerjisinden bin trilyon kat daha fazla enerjiye sahiptir. Bu rakam, kara deliğin sahip olduğu enerjinin büyüklüğünü çok açık bir şekilde ortaya çıkarmaktadır.
Bilim adamlarınca yapılan bu su kütlesinin keşfi oldukça önemlidir. Çünkü bu keşif, dünyaya bu kadar uzaklıkta bulunan ilk su kütlesi keşfidir. Dünya, Güneş sisteminin bir üyesidir ve Güneş sisteminin yer aldığı galaksi Samanyolu galaksisidir. Samanyolu galaksisinde de su buharı keşifleri yapılmıştır ancak bu su buharının çoğunun buhar halde değil buz halde olduğu anlaşılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda, Samanyolu galaksisinde bulunan su kütlesinin, kuasarı saran su kütlesinden 4000 kat daha az olduğu ortaya çıkmıştır.

Astrofizik Nedir?

İnsanlık tarihi var olduğundan beri, bilim ve teknoloji sürekli ilerleme çabası içinde olmuştur. İhtiyaçlardan doğan bu ilerlemeler, bilimin farklı alanlarında kendisini göstermiştir. Uzay bilimi yani astronomi de sürekli ilerleme çabası içerisinde olan bilim türleri arasında gösterilmektedir. Bunun nedeni ise uzay boşluğunun, sürekli merak içermesidir. Bu nedenle tarihin hemen hemen her döneminde astronomi bilimi ile ilgili araştırmalar yapılmıştır. Günümüzde bu çalışmalar, astronomi biliminin bir dalı olan astrofizik alanında, oldukça bilimsel süreçler içerisinde yürütülmektedir. Astrofiziğin kelime anlamına bakıldığında ise, karşımıza yıldız fizik kavramı çıkmaktadır.
Uzay boşluğunda milyarlarca gök cismi bulunmaktadır. Bu gök cisimleri, gerek yapı gerek de şekil bakımından birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Astrofizik, uzay boşluğunda bulunan gök cisimlerini, bu gök cisimlerinin içerisinde bulunduğu olaylarının kimyasal ve fiziksel yapılarını ve de özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Astrofizik alanında yapılan bu inceleme ve araştırmaların ise sadece tek bir kaynağı bulunmaktadır. Bu kaynağın ne olduğuna bakıldığında ise karşımıza, gök cisimlerinden yayılan ışıklar ve elektromanyetik dalgalar çıkmaktadır. Uzayda yer alan her gök cisminin, bir çekim ve etki alanı bulunmaktadır. Aynı zamanda bu cisimler, elektromanyetik dalgalar yaymaktadır. Bu elektromanyetik dalgaların ölçümü, son derece teknolojik aletler sayesinde yapılmaktadır. Ölçümlerin ardından elde edilen bilgiler, fizik ve kimya bilimindeki bilgilerle karşılaştırılır ve ardından değerlendirme sürecine geçilir.
5192_ast2Astrofizik bilim dalında, uzayda yer alan gök cisimlerinden yayılan dalgalar oldukça büyük anlamlar ifade etmektedir. Bu bilim dalının ortaya çıkışı incelendiğinde, gök cisimlerinden yayılan ışığın etkisi çok büyüktür. Geçmişe doğru gidildiğinde, insanlar uzaydaki bazı cisimlerin ışık yaydıklarını fakat hareket etmedikleri görmüştür. Bazı gök cisimlerinin ise yaydığı ışığın konumuna ve şiddetine göre yer değiştirdiklerini insanlar fark etmiştir. Bu gözlemler sonucunda gezegenler ve yıldızlar arasında çeşitli farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Böylece astrofizik biliminin temelleri atılmıştır. Astrofizikten önce, astronomik fotometri bilimi doğmuştur. Bu bilim dalında, gök cisimleri görülen parlaklık seviyelerine göre sınıflandırılmıştır. Gök cisimlerinden çevreye yayılan ışık bolometrik yöntemlerle ölçülmüştür. Bu ölçme, sıcaklığı belirleme esasına dayanmaktadır. Bu sayede, astronomik fotometri bilim dalında gök cisimlerinin sahip olduğu sıcaklıklar belirlenmiştir. Yine bu bilim dalında yıldızların yaydığı toplam enerji de hesaplanmıştır. Fakat bu hesaplamanın gerçekleşmesi için bir ön koşul gereklidir. Bu ön koşul ise, yıldızların dünyaya olan uzaklığının bilinmesidir. Bir gök cisminin parlaklığı zamanla değişirse, bu yıldızın nasıl meydana geldiği ve yapısı hakkında bilgilere ulaşılabilmektedir.
5192_ast3Astrofizik bilim dalı, gelişen son teknolojiyle birlikte oldukça büyük ilerlemeler göstermektedir. Gök cisimlerinden gelen ışık, son teknoloji uzay cihazları sayesinde tespit edilir. Bu cihazlar sayesinde, gök cisimlerinden yayılan ışınlar, herhangi bir değişime uğramadan tespit edilirken, araştırmalar son derece bilimsel bir şekilde yürütülür. Bu gök cisimlerinin yaydığı elektromanyetik dalgalar ve radyasyonlar, uzay araçları ve istasyonlarca belirlenmektedir. Astrofizik alanında yapılan bu tür gözlemlere, spektroskopik yani tayf gözlemler adı verilmektedir. Yapılan araştırmalarla, cisimlerin belli dalga boyutlarında elektromanyetik dalgalar yaydıkları ve de bu cisimlerin bu dalga boylarındaki radyasyonu yuttukları belirlenmiştir.
Astrofizik biliminde yapılan tayf gözlemler sayesinde, hem bu yutulan radyasyon hem de elektromanyetik dalgalar hesaplanmaktadır. Bu hesaplamalar sayesinde, gök cisimlerinin ve olaylarının hem fiziksel hem de kimyasal yapısı ortaya çıkarılmaktadır.

24 Temmuz 2015 Cuma



DÜNYA'NIN KUZENİ BULUNDU

Yeni bir Dünya bulundu

NASA, uzay teleskobu olan Kepler'in Dünya'ya banzeyen bir gezegen keşfettiğini duyurdu.

NASA, keşfedilen gezegenin hem dünyanınkine benzer bir güneş sisteminde yer aldığını hem de gezegenin dünya boyutlarında olduğunu açıkladı. Keşfedilen bu gezegen dünyaya 1400 ışık yılı uzaklıkta.


Keşfedielen bu gezegene Kepler-452b adı verildi. Bu gezegeni "Dünyanın daha yaşlı ve büyük kuzeni" olarak tanıtan NASA , Kepler-252b'nin yörüngesinde dolaştığı yıldızının 6 milyar yaşında ve bizim güneşimizden 1.5 milyar yıl daha yaşlı olduğunu belirtti. Kepler-452 ismi verilen bu yıldız bizim yıldızımızdan %10 daha büyük ve %20 daha parlak olmasına rağmen aynı sıcaklığa sahip.